30 Temmuz 2009 Perşembe

Dostluklar Bakım İster...

Yüz yüze dostluklar vardır; güneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela. Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayırmaz yüzünü güneşten…

Uzak dostluklar vardır; denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl, birbirlerinin uzak dostlarıdır. Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine…

Sessiz dostluklar vardır; dilsiz bir adamla, duymayan başka bir adamın arasında sessiz bir dostluk oluşur. Her şeyden konuşur sessizce bu eller…

Zorunlu dostluklar vardır; pazar ile pazartesinin dostluğu gibi. Pazar ağır bir gündür, pazartesi hızlı bir gün… Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama dost olmak, yan yana durmak zorundadırlar…

Uzun dostluklar vardır; ikindi güneşinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuşurlar ve uzun boylu bir dostluk oluşur aralarında…

Günün birinde ölen dostluklar vardır; bir bahçe içindeki ahşap ev ile yanı başında duran ceviz ağacının dostluğu gibi… Birgün kocaman elli adamlar ve kocaman gövdeli makineler o bahçeye gidip de, bir süre sonra evin ve ceviz ağacının yerine asık suratlı binalar diktiği zaman ölen dostluklar…

Vakitsiz dostluklar vardır; bir peçete, bir kağıt mendil vakitsizce dostu oluverir gözlerimizin… Ya da ayrılırken verilen bir dal karanfil, ellerimize o anda gelen dostluktur…

Bakımsız dostluklar vardır bir de… Zaten var, zaten dostuz deyip yıllarca bir telefonun, birkaç cümlelik mektubun bile çok görüldüğü dostluklar…
HİÇ BİR DOSTLUĞUN BAKIMSIZ KALMAMASI DİLEĞİYLE....

Alıntıdır....

0 yorum: