15 Kasım 2011 Salı

Şehit Mehmet'ten "bedelli"ye mektup


Sevgili Bedelli Asker kardeşim,

Duydum ki askerliği 1 ay olarak yapacakmışsınız; sadece 1 ay… Sanırım akıl almaz nöbetler tutmayacaksın. Mutfak nöbetin de olmayacak… Ve hepsinden önemlisi, hiç mektubun gelmeyecek.  30 günlük ayrılıkta mektup ne zaman gelecek, ne zaman gidecek!?… Anneni babanı kardeşlerini, yavuklunu, memleketini özlemeyeceksin. Özlemeye vaktin kalmayacak ki. Kışlaya teslim olduydun; içtimayı öğrendiydin; uygun adım yürümeyi becerdiydin; basit talimlere çıktıydın derken 30 gün dolacak… Biliyor musun 30 günde elin hiç silaha değmeyecek; barut kokusu duymayacaksın.

Sevgili Kardeşim,

10 bin avro falan verip askerliği 30 gün yapacakmışsın. Bu, Türk Lirası ile kaç para ediyor bilmiyorum ama o kadar parayla küçük çaplı bir iş kurulur herhalde. Mehmetçik, bu parayla iş kurup hayatını kurtarır. Belki sen de bu parayı vererek hayatını kurtaracaksın. Ne güzel!..

Kışlada bizlere “Mehmetçik”, kısa dönemlere “Mehmet Bey”, sizlere de “Mehmet Ağa” denecek biliyor musun?

Hem biliyor musun sevgili kardeşim, şu türkü bizi anlatıyor; sizi değil:

Yemen yolu çukurdandır

Karavanam bakırdandır

Zenginimiz bedel öder

Askerimiz fakirdendir.

Gene biliyor musun sevgili kardeşim, senin hiç türkün olmayacak. Hiç bir yavuklu senin için,

Asker yolu beklerim

Günü güne eklerim

Sen git yarim askere

Ben sılayı beklerim

diyemeyecek.

Ve hiçbir yavuklu,

Kışlalar doldu bugün
Doldu boşaldı bugün
Gel gardaş barışalım
Ayrılık oldu bugün

türküsünü yakamayacak.

Neyse sevgili Kardeşim… Boş ver türküleri!… Türküler karın doyurmuyor ki…

Kardeşim,

Demek bir can 10 bin avro ediyor ha!… Canımız ne kadar ucuzmuş!… Bir de 4 taksitte ödeyecekmişsiniz… Ne kadar kolay!…

Duydum ki, kurduğun iş aksamasın diye askerliğini para bedeliyle yapacakmışsın. Biliyor musun sevgili kardeşim, ben 22 yaşındaydım ve henüz bir iş kurup hayata tutunamamıştım bile.

Sevgili Bedelli Kardeşim,

Ben vatan sevgisinin bedelini taksit taksit ödemedim… Peşin ödedim… (Allah bedeli can olarak ödeyenleri, taksit taksit ödemekten muhafaza eylesin.) Acaba kaç milyar dolar beni ana-babama, kardeşlerime ve yavukluma kavuşturmanın bedelidir? Benim ödediğim bedeli, parayla değil, bütün dünya ve hatta bütün kainat verilse, karşılar mı?…

Sevgili Kardeşim,

Askerliğimin bitmesine 1 hafta kalmıştı. Bir operasyona çıktık… 3 gün dağ başında kaldık… Dönüşte saldırıya uğradık… Önce Rizeli Murat şehit oldu ve bedelini peşin ödedi. Arkasından Hataylı Hüseyin ve Bingöllü Samet şehit olarak bedellerini ödediler… Sonra ben şehit oldum ve bedelimi peşin ödedim sevgili Kardeşim… Demek 10 bin avro param olsaydı; ben de askerliğimi bedelli olarak yapacaktım ve şimdi belki de evlenip çoluk-çocuğa karışacaktım. Geçen bayramda anamın babamın elini öpecek, çocuklarıma bayramlık alıp sevindirecektim. Olmadı sevgili kardeşim, olmadı!… O kara gecenin sabahında, ilk ışıklarla toprağa düştüm… Biraz daha “kutsal vatan” olsun diye, kanımla bu toprağı suladım. Benden sonra doğanlar rahat etsin diye hiç karşılık beklemeden toprağa secde ettim. Şimdi o çok sevdiğim, uğruna hiç düşünmeden canımı seve seve verdiğim kara toprağın altındayım.

Ben köyüme dönüp yuva kuramadım… Evimde çoluk-çocuğumla mutlu yaşayamadım. Çünkü vatan borcumu para vererek değil, can vererek, hem de peşin vererek ödedim. Sen mutlu ol diye ödedim sevgili kardeşim. Yeter ki sen ve çocukların mutlu olun!… Sizin için vatan borcunu can vererek ödeyecek binlerce Mehmetçik var bu ülkede. Bizlerin can vererek ödediğimiz borcun karşılığı senin mutluluğun olsun. Gam yemem… Kıskanmam da… Senin bu vatanda mutlu yaşaman, beni kara toprak altında huzurlu edecektir.

Sevgili Bedelli Kardeşim,

Senden bir ricam olacak… Doğacak çocuğun kız olursa, adını Elif koy… Nişanlımın adıydı Elif… Elif, servi gibi bir kız idi… Arkamdan çok ağlamış. Hala dönmemi bekliyormuş… Yavuklum kızının adında yaşasın… Çocuğun erkek olursa adını Mehmet koy; adında bütün şehit Mehmetçikler yaşasın… Bir de… Bir de sevgili kardeşim, “köy” deyince, sadece tatil köylerini hatırlama; benim köyümü de düşün!… Ücra bir Anadolu köyünden lüks bir arabayla geçerken, ter ve tezek kokusundan iğrenme… O kokuyu içine çek… O kokuda benim kanımla suladığım toprağın kokusu da var.

Seni Allah'a emanet ediyor, alnından öpüyorum sevgili kardeşim.

Şehit Kardeşin Mehmet

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bedelli bedell
oldu kardes ama en ıyı sı mehmetcık olmak mehmet aga bize gore degıll bızım safagımız bıle varr ama onlarda o heycanda yokk kııı al sana safak atarsa 199 ailem e kavusmama sayılı gunler kaldııı nöbet bizi bekler kalın salıcakla

Unknown dedi ki...

Sende sağlıcakla kal kardeşim.
Sana ve tüm MEHMETÇİKLERİMİZE hayırlı tezkereler...